Estetik Diş Hekimliği

Ana teması sağlıklı bir gülüş tasarımıdır. Gülüş tasarımı, kişiye özel ideal gülüşü sağlık ve doğallık ile yenilemektir. Önemli olan tıbbi kurallar dahilinde size yakışan estetik gülüş ifadesini oluşturmaktır. Estetik diş hekimi, hastasının hoş ve çekici olarak algılayacağı bir gülüş tasarlamalı ve kusurlu olan görüntüyü düzeltmelidir. Amacı hasta açısından estetik yönden kabul edilebilir ve biyolojik açıdan uyumlu bir diş dizisi meydana getirmektir. Bunun için gerekirse ön muayene çok uzun tutulmalı, hastanın teşhis modelleri ve fotoğrafları alınmalı, beklenen sonuç tam ve açık bir şekilde ifade edilmelidir. Estetik diş hekimliği çok hassas bir bilimsel çalışmadır. İdeal görüntüyü sağlamak adına sağlıktan ödün verilmemelidir. Fakat şunu belirtmek isteriz ki, estetik göreceli bir kavramdır ve herkesin estetiği birbirine uymayabilir. Örneğin ben ‘A’ şahsını çok güzel bulurken, bir başkası onu hiç de güzel bulmayabilir.

Estetik gülüş için her hastayı ayrı değerlendirmek gerekir. Her hastaya gereken işlemler farklıdır.

Hastanın yaşı, cinsiyeti, dudakları,alt-üst çene ilişkisi, dişlerin çapraşıklık miktarı, dişetlerinin görünme miktarı, yüz hatları değerlendirilerek yapılabilecek uygulamalar hastaya anlatılmalıdır.

Estetik diş hekimliğinde önce hastanın ortodontik sorunları çözülmelidir. Sonra gereken işlemler hastanın ihtiyacına göre belirlenmelidir.

DİŞ BEYAZLATMA

Dişlerdeki renkleşmelerin hekim kontrolünde dişin minesi üzerine uygulanan beyazlatma materyalleri ile giderilmesi işlemidir. Dişlerin beyazlama oranı tedavi öncesindeki diş renkleri ile ilişkilidir ve kişiden kişiye değişkenlik göstermekle birlikte tedavi sonucunda renk en az 2-3 ton açılır.

Dişler sigara, pipo, çay, kahve, kırmızı şarap gibi renklendiriciler, yaşın ilerlemesi, kanal tedavisi, gelişim çağında alınan antibiyotikler (tetrasiklin renkleşmesi), çeşitli sistemik rahatsızlıklar sonucu renkleşir.

Hekim kontrolünde hastaya uygun konsantrasyonda materyaller ile yapılan beyazlatma tedavisi dişlerde herhangi bir zarara (aşınmaya, çürümeye, kırılmaya) neden olmaz. Sadece tedavi sırasında soğuğa karşı hassasiyet meydana gelebilir bu durum da hekim tarafından uygulanan hassasiyet gidericiler ile ortadan kaldırılır.

Hastane ortamında lazer veya ışık kaynaklarının kullanılması ile yaklaşık 45-60 dakikalık bir seans ile tedaviye başlanır ve daha sonra evde veya hastane ortamında kendi kendine aktive olan ürünler ile beyazlatmaya devam edilir. Lazer kullanımının avantajı tedavi süresini kısaltması ve hassasiyetin az olmasıdır.

Beyazlatma tedavisi hastane ortamında 1-3 seans ve evde 7-14 günlük uygulama süresi gerektirir. Tedavinin ömrü hastanın beslenme ve alışkanlıklarına bağlı olarak yaklaşık 1-3 yıldır.

LAMİNATE VENEERLER

Dişlerin ön yüzlerine yapışan porselen yapraklardır. Yapılabilecek en konservatif (koruyucu) tedavilerden biridir. Bu, veneerlerin yapılabilmesi için dişten kaldırılan dokunun çok az olmasından kaynaklanır. Ortalama 0,3-0,7 mm diş dokusu uzaklaştırmak yeterlidir. Daha sonra veneerler istenen renk ve formda hazırlanır ve yapıştırılır. Çok ince olmaları ve metal içermemeleri sebebi ile estetik olarak çok başarılıdır. Laminate veneerler ışığın geçmesine imkan tanıyarak, uygulandığı dişlerin tamamen gerçek gibi görünmesini sağlayan benzersiz bir kabiliyete sahiptir. Bu özelliği ile flaş ve disko ışıklarında da gerçek diş gibi görünür. (Bu ışıklarda, içinde metal olan kaplamalar siyah leke olarak sanki ağızda yokmuş gibi görünürler). Laminaların ışık geçirgenliği kullanılan porselene ve yapım tekniğine göre de değişir.

Porselen veneerler çok ince olmalarına rağmen yapıştırıldıklarında kırılmaya karşı çok dayanıklıdır. Özel bir yöntemle (bonding rezin) yapıştırma işlemi gerçekleşir ve yapıştıktan sonra laminate veneeri dişten ayırmak mümkün değildir. Ancak doğal diş gibi aşındırarak uzaklaştırılabilirler

Laminalar minimum preperasyon gerektirmeleri, sigara, çay, kahve gibi ajanlarla boyanmamaları ve ışık geçirme özellikleri ile doğal dişten ayırt edilemezler. Bu yüzden günümüzde uygulanan en ideal estetik tedavi metodu olmuştur.

METAL DESTEKSİZ TAM SERAMİK KURONLAR

Estetik bir diş yapmanın en temel kuralı yaptığımız dişin doğala en yakın görünümde olmasıdır.Yapılan protezlerin doğal görünmesini, yapılmış gibi görünmemesini sağlamak için metal desteksiz tam seramik kuronlar geliştirilmiştir.

Metal destekli porselenlerde`; ışık geçirgenliği olmaması, görünümde matlık ,diş etlerinde renk değişiklikleri gibi dez avantajlar olduğu uzun uygulama yılları boyunca gözlenmiş ve bu soruna çözümler aranmıştır. Seramik üst yapı altındaki metal altyapı bu dez avantajların nedeni olarak görülmüş ve yerine aynı şekilde sağlam ama daha estetik olan yeni alternatifler üretilmiştir.

Metal desteksiz seramikler işte bu arayışın sonucu olarak kullanılmaya başlamıştır.

Metal desteksiz tam seramiklerin en önemli özelliği ışık geçirgenliğinin doğal dişe çok yakın olmasıdır. Bunun sonucu olarak da dişte derinlik ve canlılık ortaya çıkar. Böylece doğal dişlere en yakın görsel sonuçlar elde edilir.

Menü